10:11 - Amasya Moda Tasarımı Öğrencileri: Deprem Bölgesine Yardım Elini Uzatıyor
16:34 - Hamamözü’nde Kızırcaören Deresi Islah Çalışmaları Başladı
16:21 - Amasyalılar, 19 Mayıs’ta Ece Mumay Konseri ile Coşkulu Anlar Yaşadı
15:20 - BELEDİYE BAŞKANI İLE RÖPORTAJ
15:52 - Şanlıurfa Karaköprü Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden ayvaza ziyaret
15:41 - Amasya Orman Bölge Müdürlüğü Personel Alıyor
15:35 - Elleri öpülesi annelerimizin ‘Anneler Günü’nü kutluyorum
11:36 - Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren buluşma bu sefer Amasya’da gerçekleşti
16:43 - EFSANE GÖZ DOKTORU KADİR EKERCAN: AMASYA TABİPLER ODASI BAŞKANI SEÇİLDİ
16:38 - Amasya’nın Tek Kadın Kaymakamı Şeyma Şendur, Hamamözü’nde Görevini Tamamladı
Memur Sen Amasya Şube Başkanı Recep Eliaçık, Memur-Sen’in kamu görevlileri sendikacılığında tarih yazan bir konfederasyon olduğunu belirterek “Biz anayasa referandumunun geçmesi ile birlikte toplu sözleşme hakkını alarak Türkiye’de kamu görevlileri sendikacılığı anlamında tarihi yazmış bir konfederasyonuz. Bugün kamu görevlileri kazanımlar elde ediyorsa kamu görevlileri sendikacılığını, toplu gülüşme diye ifade ettiğimiz eski toplu görüşme sisteminden kurtarmamızın büyük payı var.” Dedi.
Toplu sözleşme hakkından sonra en önemli hedeflerden birinin grev hakkı olduğuna vurgu yapan Eliaçık, “Dünyada kamu görevlileri sendikacılığında iki önemli kırmızı çizgi var. Biri toplu sözleşme biri grev hakkı… Bunların ikisi sendikacılığın vazgeçilmezleridir. Birisi aslanın dişi diğeri tırnağıdır. Biz aslanın dişini yerine koyduk. Önümüzde grev hakkı gibi önemli bir hakkı kazanmak var. Bu toplu sözleşmede de bu konu masadaydı. Bu hakkı kazanana kadar da masada olacak.” şeklinde konuştu.
Toplu sözleşme sürecinde yaşananları aktaran Eliaçık ardından eleştirilerini sıralayarak 3 unsurun tartışmalı hale geldiğini ifade etti. Eliaçık, “Bu toplu sözleşmede bizim kabul edemeyeceğimiz rakamlar üzerinden bir teklif gelince mutabakatsızlıkla süreci tamamlamak zorunda kaldık. Bu yanıyla maddi maliyeti göz ardı eden kamu işvereni bir sosyal maliyete sebep olmuştur. Hakeme gidildi fakat hakem de noterlik yaparak kamu işvereni hakem kurulu gibi davrandı. Hakem bunu yapabilir mi? Yapabilir. Eğer kendine yedirebiliyorsa, adalet duygusunu bir kenara bırakmışsa daha ötesini de yapabilir. Bu yüzden bir hakemin özerkliğini tartışmaya açtık. Toplu sözleşme sonrası 3 başlıkla yeni bir yol çizdik. Yasanın yeterliliği kamu işvereninin güvenilirliği ve hakemin özerkliği tartışılmaya açılmıştır dedik. Bu başlıklar önümüzdeki süreçte daha çok tartışılacaktır.” diye konuştu.